Son dönemlerde bakıyoruz, başta siyasetçiler olmak üzere toplumda haksızlık yapanların haklıymış edasıyla duruş ve tavırlarını sürdürmesi zamanla onları haklışmış moduna getiriyor zannediliyor ancak gerçekler öylemi! Bu konuda bilimsel araştırmalar bile var. Prof.Dr. Nevzat Tarhan’ın “Psikolojik Harp” yazılarını mutlaka okuyun…
Her halde çağımızın hastalığı, haksızsan, haklıymış gibi dur… Devam et… Karşındakini yıldır… Haksız bir kazanç sağla… Ve bunu afiyetle ye…
Toplumda bu duruşlar maalesef bir çok hastalığıda beraberinde getiriyor.
İnsanlığın, Din, iman, ahlak ve adalet duruşlarını bozan bu tavır son günlerde aldı başını gitti.
Birileri çıkıp yalanı gözünüze baka baka söyler oldu.
Birileri ise yalanı sürdürüp, haksızlığını savunup başarılı olanları takdir bile etmeye başladı.
Ve hatta gençlerimiz bunları örnek almayı sürdürüyor.
Düzgünlüğün, adamlığın bir bedeli var…
Sanki haksızlığın bir bedeli yokmuş gibi…
Sizce hangisinin bedeli ağır?
Zamanla görüyoruz ancak anlayan kim!
Prof.Dr. Nevzat Tarhan’ın Psikolojik Harp yazılarını mutlaka okuyun dedim.
Çünkü, içinde son dönemlerde yaşadığımız her şey var.
Başta ekonomik kriz, bunun diğer adı ise Ekonomik Savaş ( Psikolojik Harp)…
Gelinen noktada, insanları terbiye etme, doğru fikirleri baypas etme yolu olarak tercih ediliyor.
Ülkeler arası yapılan ve Psikolojik Savaş, maalesef ülkemizde insanlara ve hatta bireylere kadar indirgendi…
Bugün bir alış verişte bile psikolojik harp ile karşılaşabiliyorsunuz.
Kayseri deyimiyle “Adam sizi göz göre göre ütüyor”
Rafların önüne güzel ürünleri koyuyor, size birkaç güzel cümle söylerken arkasından kötüleri dolduruyor ve sizi öyle yağlayıp yutuyor ki, fark etseniz bile kasaya gidip parasını ödüyorsunuz.
10 kuruşluk şeye 100 TL diyor, alıyorsunuz!
Birisi sizden borç istiyor, acıyorsunuz veriyorsunuz…
Ve düşman sahibi oluyorsunuz.
Borçlu alacaklıdan daha kararlı bir tavır sergiliyor. Zamanla alacaklı suçyu, borçlu haklı mı oluyor?
“Borçlu kardeşim beni niye rahatsız ediyorsun” diyebiliyor.
Haksızlığını sürdürüyor, haklıyı yıldırıp kazandım zannediyor.
Sonuç:
Hep böyle hikayelerle dolu bir hayat sürüyoruz.
Ekonomik savaştan, geçinememekten bahsediyoruz.
Aslında sorun haksızın haksız olduğunu benimsemesiyle çözülecektir.
Çünkü, boşluk ve bataklığın temeli bu düşüncenin altında yatıyor.
Toplum olarak yeniden toparlanmalı ve haksızlığımızı kabul etmeliyiz.
Empati yapıp, ben onun yerinde olsaydım ne yapardım demeliyiz.
O zaman insan olmanın gereği, vicdan sahibi oluruz.
Toplum düzelirse, bizde maddi ve manevi olarak rahata ereriz.
Lütfen toplum olarak haksıza haksızsın demeye devam edelim.
Devlette, Millette, Dinde, Vicdanda, İnsanlıkta bunu emretmez mi?
Kalın samimiyetle…