2023 yılında Dubai’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda (COP28) ilk kez yaklaşık 200 ülkeden temsilci, iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemek için fosil yakıtlardan uzaklaşma çağrısı yaptı ve anlaşma taslağı onaylandı. Birleşik Arap Emirliklerin(BAE)’deki, zirvede fosil yakıtlardan uzaklaşma taahhüdünün verilmesi,30 yıldır neredeyse her yıl yapılan iklim müzakerelerinde sorun doğrudan ele alındı. Küresel fosil yakıt tüketimini azaltmaya başlama konusunda ilk kez bir anlaşmaya varılması, yatırımcılar ve politika yapıcıların, dünyanın fosil yakıtlardan vazgeçmesi konusunda birleştiğinin başlangıcıdır. Anlaşma metninde bilime uygun olarak 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için zirve katılımcılarının çoğunluğunun talebi üzerine, ülkelere enerji sistemlerinde fosil yakıt kullanımından uzaklaşmaları ve adil, düzenli ve hakkaniyetli bir şekilde geçiş yapılması çağrısında bulunuldu. Metinde ayrıca, 2030 yılına kadar küresel olarak yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, kömür kullanımını azaltma çabalarının hızlandırılması ve karbondan arındırılması zor endüstrilerde uygulanmak üzere karbon yakalama ve depolama gibi teknolojilerin hızlandırılması çağrısı yapıldı.
Fosil yakıt kullanımı, dünyanın uzun vadeli ortalama sıcaklığının sanayi öncesi çağlardan günümüze kadar yaklaşık 1,3 derece artmasına neden oldu. Bu artış, dünyada sellere, kasırgalara, kuraklıklara ve aşırı sıcak hava dalgalarına yol açtı. Ülkeler, 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması çerçevesinde, emisyonların en kısa sürede azaltılması, 21. yüzyılın sonuna kadar küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında ve ideal olarak 1,5 derecede sınırlamayı hedefledi. Ayrıca Paris Anlaşmasında, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkileri ile mücadelede düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı sağlanması gerektiği belirlenmiştir. İklim bilimcileri ise gezegenin, 2030’ların başında, daha da yıkıcı iklim etkilerinin meydana gelebileceği ve ideal 1.5 dereceyi aşma olasılığının yüksek olduğunu söylemektedir.
Birleşmiş Milletler İklim Konferansında ise (COP29), fosil yakıtların geleceği ve iklim finansmanın sağlanması konusu önemli konular arasında yer aldı. COP29’un sonucunda, ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak iklim finansmanı anlaşmasında uzlaştı. Şirketleri, gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmak, teknoloji transferini desteklemek ve iklim eylemine katkıda bulunarak Paris Anlaşması ile uyumlu hale getirme çağrısında bulundu. Özellikle savunmasız ve gelişmekte olan ülkeler, daha fazla iklim finansmanına ihtiyaç duyduklarını söylediler. Anlaşmaya göre yaklaşık iki düzine sanayileşmiş ülke (ABD, Avrupa ülkeleri, Kanada gibi) katkıda bulunmak zorunda. Ancak Avrupa Birliği, Çin ve petrol zengini Körfez ülkelerinin katkı sağlamasını talep etmektedir. Anlaşma, küresel bir karbon kredisi ticaret pazarı kurarak milyarlarca doları ormanlaştırma ve temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaştırılması gibi projelere yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Anlaşma, tüm kamu ve özel kaynakları kapsayacak şekilde 2035 yılına kadar yılda 1,3 trilyon dolarlık iklim finansmanı sağlama hedefini belirlemektedir. Anlaşma, küresel bir karbon kredisi ticaret pazarı kurarak milyarlarca doları ormanlaştırma ve temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaştırılması gibi projelere yönlendirmeyi amaçlamaktadır.
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) bulunan Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Direktörü Francesco La Camera ise, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raporları doğrultusunda, küresel ısınmayı 1,5 derecede tutabilmek için 2025’ten itibaren fosil yakıtlardan uzaklaşılması gerektiğini belirtti. La Camera, %100 yenilenebilir enerji senaryoları üzerine çalıştıklarını, dünyanın birçok yerinde bu hedef için olumlu gelişmeler kaydedildiğini ve yakın zamanda paylaştıkları raporlara göre geçen yıl yenilenebilir enerji kurulum kapasitesinde 473 gigavatla rekor kırıldığını, bunun, bir önceki yıla kıyasla %30’luk artış anlamına geldiğini bildirdi. La Camera, “Yenilenebilir enerjideki artışın iklim değişikliğinde direncin artmasında yardımcı olacağını, bu sayede atmosferdeki karbon miktarı azalacak ve iklim aşırılıklarına karşı daha güçlü olunacak” açıklamalarında bulundu.
COP29 zirvesinde, fosil yakıtların azaltılması ve emisyonların hızlı bir şekilde düşürülmesi gerekliliği konusunda güçlü bir mesaj verilmedi ve fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik anlaşmalarda nasıl hareket edileceği konusunda az ilerleme kaydedildi. Avrupa ülkeleri ve küçük ada devletleri, büyük petrol ve gaz üreticilerinin fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik girişimlerinin engellediklerini söylediler. Ayrıca iklim finansmanı konusunda, küresel çözüm üretmek ve gelişmekte olan ülkelerin, sera gazı emisyonlarını azaltılmalarına ve iklim değişikliğiyle başa çıkmalarına yardımcı olması amacıyla yılda en az 1 trilyon dolarlık finansman aktarmayı kabul etmesi gerektiği vurgulandı. Ancak zengin ülkelerin COP29 zirvesinde, 2035 yılına kadar yılda 300 milyar dolar tutarında iklim finansmanı sunmayı kabul etmesi, yeterli bulunmadı. 21-25 Kasım tarihlerinde düzenlenen G20 zirvesine katılan liderler, iklim finansmanını yüz milyarlarca dolardan trilyonlara çıkarmanın gerekliliğini yinelemesi, COP29 zirvesindeki 300 milyar dolar sağlanması taahhüdü hedefin çok gerisinde kaldığını gösterdi. COP29 müzakerelerinde, iklim finansmanına ilişkin birçok farklı hedef için taslak metinler yayımlandı. Bunların arasında yer alan “Birleşik Arap Emirlikleri Adil Geçiş Programı’na ait taslak metinde, maalesef geçtiğimiz yıl COP28 iklim müzakerelerinde kabul edilen “fosil yakıtlardan uzaklaşma” kararı karmaşık ve zayıf bir şekilde ele alındı. Oysa ki geçen yılki COP28 zirvesinde Birleşik Arap Emirlikleri, iklim eylemine zarar verici bir tartışmaya müdahalede bulunarak, “fosil yakıtlardan uzaklaşmaya” yönelik tarihi bir kararın arkasında durulması gerektiğini söylemiştir.
İki hafta süren BM İklim Zirvesi (COP29) görüşmeleri, küresel iklim eylemi için beklentileri karşılamadı. Fosil yakıtlardan uzaklaşılması ve karbon emisyonlarının düşürülmesi, yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma sözlerinin detaylı bir eylem planını içermemesi eleştirildi. Somut ve kapsamlı adımların atılacağı beklentisi önümüzdeki yıl Brezilya’nın Amazon yağmur ormanlarında düzenlenecek COP30’a çevrilmiş durumda.(Kaynak:iklim haber)
Sibel Dağdelen