Mikrofonu eline alan aynı nakaratı söyleyip duruyor ve tabii ki yine “tıngırtı senfonisi”nden öteye gitmiyor. Diyorlar ki bu mübarek şahıslar (!), Türkiye’de Türkler, Kürtler, Çerkezler, Araplar, Gürcüler, Lazlar, İranlılar vs. etnik gruplar yaşamaktadır. Oh ne âlâ… Bir zamanların mozaik edebiyatı…
-İyi de Türkler, Türkiye’de etnik grup mudur?
Öyle ya… O zaman adına neden Türkiye denmiş. Türkiye demek, aynı Türkistan demek gibidir, yani Türklerin yaşadığı ülke demektir. Şimdi ne olacak?
-Türkiye’nin adını mı değiştirsek?...
-Höst, höst, aklına başına al mendebur…
Almanya niye Almanya ise, Yunanistan niye Yunanistan ise Türkiye de o yüzden Türkiye’dir. Türkiye’de kimler yaşıyor olursa olsun, ana unsur Türklerdir ve nüfusun büyük bölümü Türk olan bir ülkede Türkler etnik grup olamaz.
-Peki, Kürtler, Lazlar, Araplar, İranlılar, Gürcüler, Çerkezler, Boşnaklar Türkiye’de etnik grup mudur?
-Hayır, mümkün değil.
-Türkiye’de yaşayan ve kökeni ne olursa olsun hiçbir Müslüman topluluk etnik grup değildir. Türkler gibi onlar da asıl unsurdurlar ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudurlar.
Türkiye’de sadece gayrimüslimler azınlık statüsündedir. Onlar da Türklerle “kader birliği” ettikleri için azınlık statüsünde olsalar bile, Türk Milli Mücadelesinin yanında yer alanlar Türk vatandaşı olarak Türkiye’nin asıl unsurudur.
Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı bu sınıflama Osmanlıdan kalan bir anlayışın devamı ve dini ön planda tutmaktadır.
TÜRKLER ANADOLU’YA KAÇ KİŞİ GELDİ?
Bazılarının hastalıkları sürekli nüksediyor. Çıkmış TV ekranlarına:
-Türkler, 1071’de Anadolu’ya kaş kişi girdiler, 600 bin kişi ancadır diyor.
Canım benim üzüldüğün şeye bak. Türkler Anadolu’ya 600 bin kişi ile girmişlerse bu rakam 1071 için mükemmel bir rakamdır. Ama senin anlayamadığın şudur: 1071 Türklerin Anadolu’ya giriş tarihidir ama Türk iskanı 1860’lara, 1960’lara kadar sürmüştür. Yani Türkler Anadolu’ya sadece 1071 yılında göçmüştür gibi bir fikre saplanmak gerçek bir saplantı olsa gerek.
Sizin neden böyle bir şeye ihtiyacınız oluyor da sürekli olarak Türkleri bu coğrafyada az göstermeye çalışıyorsunuz, anlamak gerçekten zor.
Bizler bu coğrafyada sadece Türkiye’de değil, Azerbaycan, İran, Irak, Suriye, Mısır, Yunanistan, Bulgaristan, Kıbrıs, Romanya, Gagauzya, Kosova, Bosna Hersek, Makedonya, Kırım ve Kafkasya coğrafyasında yaklaşık 150 milyon bir nüfus olarak bulunuyoruz. Bu topluluğun ana unsuru Oğuzlar (Türkmenler) olduğu gibi, diğer Türk Milletlerinden de nice insan Oğuzlarla iç içe bulunuyor. Yani aklı karışık birkaç Türk’ten medet ummaya çalışmanız size bir şey kazandırmaz.
TÜRK MİLLETİ İLE KADER BİRLİĞİ YAPINIZ
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki en önemli ilke bana gör “kader birliği” ilkesidir. Bir insanın Türk, Kürt, Çerkez, Laz vs. olmasının bir önceliği yoktur. Ölçü, Türkiye Cumhuriyetine hizmet etmek ve bu milleti yüce ve yüksek görmektir. Onun uğrunda biteviye çaba harcamaktır. Özbeöz Türk soyundan gelen bir insan dahi olsa, Türkiye’ye olan inancını ve güvencini yitirmişse, bu aziz millete hizmet etmiyorsa onun kanı neye yarar? Hiçbir işe yaramaz. Ölçü tekdir. Biz milletleri ayakta tutan en önemli değerlerden birinin kader birliği ilkesi olduğuna göre, bu bayrak altında huzur bulmak, bu ülkede insanları ayırmadan hizmette bulunmak, ırk, dil, din temelli önyargılar oluşturmadan yüce Türk Milletinin bir ferdi olmak esastır.
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” SÖZÜ BASİTE İNDİRGENEMEZ
Hezeyanzadelerin çocukları hezeyan üstüne hezeyan kırarken birilerinin işine gelince susup kalıyorlar. Şimdi söyleyin astığı astık kestiği kestik cesur adamlar, Mustafa Kemal Atatürk, “Ne mutlu Türküm diyene” derken sadece Türk ırkını mı kastetti, yoksa Türkiye coğrafyasında yaşayan yediden yetmişe herkesi mi selamladı? Bu sözle bütün Türkiye’yi selamladı. Siz bunu adınız gibi bilirsiniz ama işinize gelmez. Türk Milleti tabiri, etnik bir tabir midir, yoksa kültürel bir olgu mudur? Kültürel bir olgudur. Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür diyen Mustafa Kemal Atatürk, Ziya Gökalp’le aynı şeyleri söylüyor ama vallahi de billahi de sizin işinize gelmediği için gerçekleri tahrif ediyorsunuz ve maalesef bunu her vakit yapıyorsunuz.
O yüzden bu millete inanan ve güvenen bütün insanlarla beraber diyoruz ki “Ne mutlu Türküm diyene.”